IDC’nin son araştırmalarına göre, küresel ölçekte dijital dönüşüm yatırımları 2028 yılında 5,8 trilyon doları aşacak. Bu dönüşümün merkezinde ise veri, yapay zekâ ve otomasyonun sağladığı hız, verimlilik ve ölçeklenebilirlik yer alıyor. Veri, yapay zekâ ve otomasyonun birleşimi; teknoloji sektöründe büyümenin ve sürdürülebilir rekabetin temel itici gücü olacak. Bu üçlüyü stratejilerine entegre eden kurumların hem iş modellerinde hem de pazarda farklılaşmada öncü konuma yükseleceğini öngörüyoruz.

Dünyadaki bütün şirketlerin gündeminde olduğu gibi, bizlerin de gündeminde GenAI’ın iş birimleri için nasıl en faydalı şekilde konumlandırılacağını anlamlandırmak var. Bugüne kadar gördüğümüz en büyük teknolojik gelişim ve adaptasyon hızına sahip teknoloji olan GenAI artık eskidi ve şu anda AgenticAI başta olmak üzere GenAI’ın önümüze getirdiği farklı açılımları değerlendiriyoruz. Bununla beraber, konuyu sadece tek bir bakış açısı ile değil, katmanlı şekilde ele almak ve adaptasyon tonunu buna göre belirlemek zorundayız. GenAI ve ilintili teknolojilerin altyapılarına yapılan yatırımlar (stratejik AI), hayat kolaylaştırma ve verimliliği artırmayı amaçlayan teknolojilerin hayatımıza güvenli şekilde entegrasyonu (taktik veya gündelik AI) ve iş birimlerinin kendileri için en doğru kullanımı tespit ettikleri, iş süreçlerine GenAI uyarlamaları (GenAI use-case’leri) ayrı ayrı başlıklar olarak ele alınmalı. Son olarak, aslında belki de en önemli olarak, çalışanların, bulundukları pozisyonlara göre AI okur-yazarlığından, AI uzmanlığına uzanan gelişim süreçlerinin desteklenmesi, bütün çabaların sağlam bir temele oturması için kritik bir süreç.

Finans sektöründe yapay zekâ ve veri analitiği, müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve onlara kişiselleştirilmiş çözümler sunmak için kritik hale geldi. Gerçek zamanlı analizler, hem hizmet hızını hem de doğruluğunu artırırken, güvenlik ve regülasyon uyumu sayesinde müşterilerin finansal yolculukları güven içinde ilerliyor. Teknoloji artık sadece operasyonel verimlilik değil, müşteri deneyimini merkeze alarak güvene dayalı uzun vadeli ilişkiler kurmanın da en güçlü aracı.

Büyük Veri ile Sürekli Öğrenen ve Değer Yaratan Üretim,

Üretim sektöründe bugün en çok dikkat çeken trendlerden biri, büyük verinin akıllı bir şekilde kullanılarak süreçlerin sürekli optimize edilmesi. Artık sensörler, makineler ve tedarik zincirinden elde edilen veriler sadece kaydedilmiyor, aynı zamanda ileri analitik yöntemler ve yapay zekâ desteğiyle işlenerek gerçek zamanlı değer üretiyor. Bu sayede üretim hatlarında verimlilik artıyor, bakım ihtiyaçları önceden öngörülebiliyor ve maliyetler daha etkin şekilde yönetilebiliyor. Burada asıl kritik nokta, bu iyileştirmelerin tek seferlik olmaması; sistemler sürekli öğrenerek her yeni veriyle kendini güncelliyor. Dolayısıyla, rekabet avantajını korumak isteyen şirketler için bu yaklaşım artık bir tercih değil, kaçınılmaz bir gereklilik haline geliyor.

Yapay zekâ artık sadece bir teknoloji değil; insanlığın düşünme biçimini yeniden tanımlayan bir zeka evrimi. Önümüzdeki yıllarda başarı, veriyi sadece depolayan değil, ondan sezgisel ve etik kararlar üretebilen sistemler kurabilen kurumların olacak. Dolayısıyla veriyi yaşayan bir organizmaya dönüştüren, insan aklıyla yapay zekâyı ortak bir bilinçte buluşturan çözümler hayatımızda daha çok yer alacak gibi görünüyor. Gerçek dönüşüm, algoritmaların değil, insanların potansiyelini büyütebilen zekâ sistemleriyle mümkün olacak.

Hızlı değişen teknoloji ile birlikte Büyük Veriyi kullanmak ve Yapay Zekadan değer elde etmek çok daha önemli hale geldi. Kurumların bir yandan müşteri ve çalışan memnuniyetlerini de arttırmaya çalıştığı bu dönemde Büyük Veri, kurumlara birçok fırsat sunuyor. Müşteri ve çalışanın çevresine inşa edilecek Yapay Zeka çözümleri ile rekabette fark yaratılabilir.

Biz sahihibinden.com çatısında teknolojiyi; insan odaklı ve iş değerini güçlendiren bir üretim aracı olarak konumlandırıyoruz. Geliştirdiğimiz ürünlerde yapay zekayı işin katma değerini arttıracak merkeze koyuyor; ev ilanlarının dijital deneyimini zenginleştiren SanalTur ve SahiDeko’dan, süreç optimizasyonu çözümlerine kadar hem kullanıcılarımıza zaman kazandırıyor hem de operasyonel verimliliği artırıyoruz. Amacımız; ürün, mühendislik ve UX alanlarını birleştirerek müşterilerimiz için daima kusursuz deneyimler tasarlamak.

sahibinden.com olarak 25 yıldır teknolojiyi, insan hayatına değer katan çözümlere dönüştürüyoruz. Bizim için en anlamlı teknoloji trendi; insanların gerçek ihtiyaçlarına dokunan, hayatlarını kolaylaştıran ve dönüştüren çözümler üretmek. Bu vizyonla yapay zekâ yatırımlarımızı işimizin merkezine konumlandırıyor, geleceği şekillendiren teknolojileri sorumluluk ve yenilikçilikle harmanlamaya devam ediyoruz.

Özellikle yapay zekâ ve veri analitiği temelli uygulamalar, sağlık hizmetlerinde yeni bir çağın kapılarını aralıyor.

Yapay zekâ destekli sistemler, hastalıkların erken teşhisinde önemli bir rol üstlenirken, tedavi süreçlerini kişiye özel hale getirerek hizmetlerin etkinliğini ve verimliliğini artırıyor. Büyük veri analitiği ve makine öğrenimi, sağlık profesyonellerinin karar alma süreçlerine güçlü bir destek sunuyor. Öte yandan, giyilebilir teknolojiler ve uzaktan izleme çözümleri; kronik hastalıkların yönetiminden günlük sağlık takibine kadar uzanan geniş bir yelpazede, bireylerin yaşam kalitesini yükselten değerli veriler sağlıyor.

Bu yenilikler, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve kapsayıcı kılarken, bireylerin kendi sağlık verilerini anlamlandırarak sürece aktif biçimde katılmalarına olanak tanıyor. Önümüzdeki dönemde teknoloji ile sağlığın bu dinamik etkileşimi, tamamen kişiselleştirilmiş, veri odaklı ve hasta merkezli bir sağlık ekosisteminin temelini oluşturacak.

Agentic AI, küresel tedarik zincirlerinde sürdürülebilirlik ve dirençliliği ön planda tutan bütünsel bir yaklaşım sunarak dağınık tedarikçi verilerini, çevresel riskleri ve operasyon performansını entegre edip, belirsizlik ortamında bile proaktif karar alma ve esnek adaptasyon yeteneği sağlıyor.

Günümüzde rekabetin temelinde verinin doğru kullanımı, yapay zeka destekli analizler ve otomasyonun sağladığı hız yer alıyor.
Şirketler, süreçlerini optimize ederek hem maliyetlerini düşürüyor hem de sürdürülebilir büyüme sağlıyor.
Teknoloji liderlerinin gündeminde artık sadece dijitalleşme değil, bu dönüşümün getirdiği veriden değer üretme kapasitesi bulunuyor.
Geleceğin kazananları; veriyi anlamlandırabilen, yapay zekayı iş süreçlerine entegre edebilen ve hibrit insan-robot iş modellerini doğru kurgulayan kurumlar olacak.

Teknoloji artık yalnızca verimlilik değil, geleceği şekillendirme gücü demek. sahibinden.com olarak yapay zekâ ve veri odaklı çözümleri işimizin merkezine alıyoruz. ARGE merkezimizde; teknoloji ile ürünlerimiz arasında güçlü bir köprü kurarak güvenli ve sürdürülebilir sistemlerin yanı sıra yenilikçi altyapılar tasarlıyoruz.

Digital transformation has been about modernization for a long time — adopting new technologies to make systems faster, processes leaner, and decisions more data-driven. The next chapter is not about digitization itself, but about how intelligently we can connect, interpret, and act on information. The focus is shifting from digital efficiency to intelligent visibility — from collecting data to understanding its meaning in real time.

As organizations embrace more complex, cloud-native environments, managing performance and ensuring reliability have become strategic priorities. AI-powered analytics and observability now play a decisive role in this evolution. By processing millions of data points across distributed systems, they help leaders see what is happening, why it’s happening, and how to respond — instantly. This shift allows enterprises to move from reaction to prevention, from isolated problem-solving to continuous optimization.

Dijital Dönüşümde Güvenin Yeni Rolü

Dijital çağda güven, artık dönüşümün sadece bir parçası değil, temel yapı taşı haline geldi. Dijital dönüşüm, teknolojik yenilenmenin ötesine geçerek güven, dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve netlik üzerine kurulu yeni bir iş kültürünü temsil ediyor.

Kurumların başarısı yalnızca yenilik yapma gücüyle değil, bu yeniliği güvenli ve sürdürülebilir kılma becerisiyle ölçülüyor. Özellikle finans, kamu ve telekomünikasyon gibi düzenlemelere tâbi sektörlerde güven, bir tercih değil; sürekliliğin ve itibarlı dijital varlığın ön koşulu.

Bu yeni dijital gerçeklikte kurumlar, güvenilir, ölçeklenebilir ve esnek altyapılar kurmaya yöneliyor. “Güven temelli altyapı” yaklaşımı, veri güvenliği, mevzuat uyumu ve operasyonel dayanıklılığı bir arada sunuyor. Uyumlu bulut yapıları, yüksek denetim standartlarına sahip veri merkezleri ve sürekli izleme yetkinliğine sahip güvenlik operasyonları artık yalnızca teknik bir gereklilik değil; rekabet avantajı sağlayan stratejik unsurlar haline geliyor.